Nasreddin Hoca bir gün uyanır ve kendini geldiği zamanda, kendi evinde bulur. Nasıl geri döndüğünü anlamaz. Eşi Ayşe Nene için Nasreddin Hoca hiç ...
Nasreddin Hoca bir gün uyanır ve kendini geldiği zamanda, kendi evinde bulur. Nasıl geri döndüğünü anlamaz. Eşi Ayşe Nene için Nasreddin Hoca hiç gitmemiştir.
Günümüz yaşam tarzın alışan Hoca eski hayatına adapte olmakta zorlanır; telefonunu arar, canı kaşarlı tost çeker. Ayşe Nene bu isteklerden bir şey anlamayınca Nasreddin Hoca biraz hava almak için dışarı çıkar.
Küheylan’a seslenir. Kühaylan yoktur. Kendisinin gelip Küheylan’ın gelemediğini anlar ve geri gidip Küheylan’ı getirmek ister. Bunun için de hemen büyük çınar ağacının yanına gider.
Nasıl döneceğini düşündüğü sırada daha önceden uçurtmaları ağaca takılan 3 çocukla yine karşılaşır. Gittiği günkü olayları yeniden yaşarsa tekrar geçiş yapabileceğini düşünür.
Geri dönüp hem Küheylan’ı alacak, hem de o yüzyılda yapmayı isteyip yapamadığı şeyleri yapacaktır. Nasreddin Hoca bir elinde ayakkabıları, diğer elinde uçurtma, ağaca tırmanmaya çalışırken yere düşer. Gözlerini açtığında tekrar günümüzdedir ve Küheylan yanı başındadır.
Aslında gördüğü her şey bir rüyadır. Artık zaman makinasıyla geri dönebileceğini söyleyen Zehra’ya bu yüzyılda biraz daha kalacağını ve yapmayı isteyip yapamadığı şeyleri yapacağını söyler.
