M.Ö 700’den beri insan yaşıyor buarda. Daha İsa doğmamış düşün. Adamlar ilk Kadıköy’e yerleşmişler. Tabii o zaman daha Kadıköy Belediyesi yok...
M.Ö 700’den beri insan yaşıyor buarda. Daha İsa doğmamış düşün. Adamlar ilk Kadıköy’e yerleşmişler. Tabii o zaman daha Kadıköy Belediyesi yok. Belki oralarda hizmet vardır diye karşıya geçip Sarayburnu'na çıkmışlar. İşte o zamandan beri büyük şehir çalışıyor. Yatayda Asya’yı Avrupa’ya bağlıyorsun. dikeyde Karadenizle Akdeniz’i bağlıyorsun. Baya dünyanın Zincirlikuyusu İstanbul. ha altımızdan konteynırlar geçerken biz de üstten metrobüsle geçiyoruz, bırakın deniz görmeyi her gün boğaz gören şanslı azınlıktanız; ama biz ne yapıyoruz ağzımızdan salyalar aka aka uyuyoruz. Cama yüzümüzün izi çıkıyor böyle.
Şehir o kadar stratejik ki sürekli başkentliğe oynuyor. Romalılar,, Bizanslılar, Latinler, en son Osmanlı. tepelerine saraylar kurulmuş, yamaçlarına hisarlar yapılmış, halicine donanmalar donanmış, tam ortada olunca da burda kurulan her devlet hem Asya’ya hem de Avrupa’ya salça olmuş. sonra da Avrupa ona salça olmuş bi’ arada. gerçi onlar da geldikleri gibi gitmişler. Boğaz dediğin denizden denize dökülen nehir aslında. yüzeyden Karadeniz’den Marmara’ya akıyor, dipten Marmara'dan Karadenize akıyor. Şimdi gökdelenleri silüetini bozduğuna bakmayın. Dünyanın en güzel şehri istanbul. Yüzyıllarca mimarinin, kültürün, sanatın da başkenti. Kara Murat filmlerinde gördüğünüz gibi kahpe değil Bizans, çalışmış adamlar da şimdi Allah var. Ama tarihin ilk metrobüsüyle Fatih sayesinde tanışmışlar, tabii o zaman otobüsler karada yürüyen gemi. Aktarma da Söğütlüçeşme’de değil haliçle yapılıyor.
